Skip to content

Kategori: Kategoriler / Categories

Under the Six Feet

 

İkinci Dünya Savaşının son ayları. Müttefik kuvvetler Avrupa’da hızla ilerlerlen Ruslar kuzeyden Berlin’e doğru ilerliyor.
Savaş artık Almanya topraklarında.
Almanlar üstünlüğü kaptırmış olsa da savaşmaya devam ediyorlar.
Dioramamızda Almanya topraklarında dinlenmek üzerine duran bir grup Amerikan askerinin hemen altlarında başka bir dünya olduğunun farkına varmamalarını anlatmaya çalıştım.
Almanlar “Bunker” yani sığınak konusunda WW2’de aynı denizaltı teknolojisinde olduğu gibi çığır açtılar.
Kilometrelerce uzunlukta neredeyse bir tümen askeri alabilecek sığınaklar halen Avrupa kıtasının altında varlığını koruyor.
Canlandırmamızda dinlenmekte olan Amerikan askerlerinin hemen altındaki bir haberleşme sığınağını göreceksiniz.
Haberleşme araçları, gizli evrakların özellikle geceleri yakıldığı döküm sobası, duvarlardaki propaganda pankartlarını ve elindeki deri kaplı plan çantası ile bir alman subayı takılacak gözünüze
Dioramamız sırası ile Dragon/3826/1:35 German Communications Center w/Signal Troops ve Miniart/35200/1:35 U.S. SOLDIERS AT REST kitlerinden oluştu.
İki kit dışındaki malzemelerin tamamı ise doğal ürünlerden ibaret
Kitin ana konsolu olan cam bir saksı, ağaçlar şile ormanlarından topladığım dal parçaları,zemin ise elenmiş ince topraktan,
Kırık dallar,dağılmış yaprak parçaları,taş parçaları hepsi doğal malzeme
Aaaaa bir dakika kuyu detayını unuttuk.O da ITALERI/6148/WW2 DESERT WELL & TENTS setinden alınma.

Benim için bu diorama derinliği olan bir iş oldu,umarım sizler içinde keyifli bir seyir sağlayacaktır.

Dolce Vita Vespa

Yıl 2011. İtalya seyahatımızın ilk şehri  Milonadayız. Programımızın ilk duraklarından biri Duomo’yu gezdikten sonra dünyaca ünlü  Galleria Vittorio Emanuele’e girdik. Muazzam bir sanat yapıtı. Evet esasında yapıldığı yıllarda tek bir amacı varmış o da alışveriş merkezi 🙂 Allahtan o yıllarda sanata değer veriyorlarmış

Pasaj içerisindeki mağazaları gezerken bir anda Vespa aksesuar dükkanının içinde buldum kendimi. T-shirtler, yelekler, kasklar, eldivenler, gözlükler, bir çok aksesuar ürün 🙂 tabi o zaman euro 9 tl değildi ama yinede bir gezi bütçesi vardı ve birinci önceliğimiz yemekti 🙂

Ve sonunda kendimi bir an önce dışarı atmak ama boş çıkmamak için dükkanı bir kere daha tavaf ettikten sonra elimde fotoğraflarda da gördüğünüz kupa ile kendimi kasanın önünde buldum.

Bu kupa benim artık keyif çay ve kahvelerimin bir numaralı bardağı oldu. Bardağın üzerinde Vespanın efsane modellerinden 1953 model Vespa 125 var.Renk o yılların popüler rengi donanma mavisi.

Gelelim Vespa’nın hikayesine;

Yıllara meydan okuyan bu sevimli scooter, motoru şekil olarak eşek arısına benzediği için ismini de İtalyanca ‘eşek arısı’ anlamına gelen Vespa’dan alıyor. Tasarımında ise aslında II. Dünya Savaşı öncesinde Amerika’da üretilen Cushman scooter’larından ilham alınmış İtalyanlar, paraşütlü birliklerin ve denizcilerin kara ulaşımında kullanmaları için bu scooter’ları savaş sırasında Washington’dan getirmiş. Bozuk arazide rahatlıkla kullanılabilen bu araçlar, köprü ve yolları savaşta tahrip olan İtalyanlar için bir süre sonra bulunmaz nimet haline gelir. Savaş bittikten sonra ise ekonomisi çöken ve hava bombardımanları esnasında yolları parçalanan İtalyan şehirlerinde otomobil kullanmak neredeyse imkansızlaşır. Bunun üzerine çözüm daha önce havacılık sektöründe faaliyet gösteren Piagio’dan gelir: Vespa.

Vespa; basit, sağlam ve ekonomik, bir taraftan da rahat ve zarif bir araçtır. İşte ilerleyen yıllarda bir efsaneye dönüşecek bu yeni scooter’ın tasarımı, bu nedenle Piaggio’da ilk modern helikopterin üretilmesi projesinden de sorumlu Corradino D’Ascanio’ya verilir. Sonuçta kadın erkek herkesin kullanabileceği, yolcu da taşıyabilen ilk Vespa’lar çıkar ortaya… 1946 yılının nisan ayında, üretim bandından çıkan ilk 15 Vespa; daha ilk bakışta zarif ve orijinal tasarımıyla görenleri kendisine hayran bırakmayı başarır.

Ekonomik bir taşıt olan Vespa, çok kısa sürede İtalya da şehir hayatının bir parçası olur ve ünü giderek tüm Avrupa’ya yayılır. 50’li yıllarda Vespa artık İtalya haricinde, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika ve İspanya’da da üretilmeye başlamıştır. Birkaç yıl sonra Hindistan ve Endonezya da bu ülkeler arasına katılır. Bu tasarım harikası scooter, sadece savaş sonrası döneme damgasını vurmakla kalmamış, savaşın derinden hasar verdiği Avrupa’nın yeniden doğuşunun da müjdecisi olmuştur.

Modelimiz ise italeri 1/9 ebatlarında Vespa 125 Primevera kiti. Malasef kupamınız üzerindeki 1956 model Vespanın bir kiti üretilmemiş. Ama Allahtan rengini MR hobby renk paleti içerisinde “intermediate blue” 56 kodu ile bulabildim.Kitin tamamlanmasından sonra kirletme ve detay renklendirme ile kiti tamamladım.

Keyifli seyirler…